Fenerbahçe Taraftarının Forma İsyanı!

Fenerbahçe Taraftarının Forma İsyanı! (Galeri)

PSV Eindhoven karşılaşmasıyla birlikte görücüye çıkan Fenerbahçe'nin yeni sezon formaları sarı-lacivertli taraftarları hayal kırıklığına uğrattı.




Çubuklu, lacivert ve beyaz olarak çıkan yenisezon formaları taraftarların eleştirilerine neden olurken tasarımcılar istifaya davet edildi. Fenerbahçe'nin forma tasarımlarındabaşrol oynayan Abdullah Kiğılı'yı eleştiren taraftarlar Kiğılı'nın gelecek sezon formatasarımlarına karışmaması görüşünde birleşti.

Çeşitli web sitelerinde formaların yeniden tasarlanması için imza kampanyasıbaşlatılırken, yeni formalar sosyal medya üzerinden ağır eleştiriler aldı. Twitter ve Facebook'un yanı sıra Fenerbahçeli taraftarların yoğun olarak buluştuğu nokta olan antu.com'da formalar için hakarete varanyorumlar yapıldı.

ÇUBUKLU İSYANI
Fenerbahçe burnunda ışık saçan beyaz fenerden esinlenerek yapılan çubuklu forma taraftarlarıhayal kırıklığına uğratırken, üzerinde taraftar silüeti bulunan lacivert forma da eleştiri oklarınınhedefi oldu. Taraftarların en az tepki gösterdiği forma ise deplasman için hazırlanan beyaz forma oldu.

Çubuklu formanın geçişli tasarımını beğenmeyen taraftarlar iç saha formasını çubuklu ruhuna aykırı olarak yorumladı.

Taraftar silüetli lacivert formanın da tasarım yoksunu olmasından dert yanan sarı-lacivertli taraftarlar kulüpten açıklama bekliyor.

İşte sosyal medya üzerinden yapılan bazı eleştiriler:
Fenerist ?@FeneristcomHer konuda yönetimin yanındayız ama yeni formalar konusunda kimse kusura bakmasın hala şoktayız..

Mariposa ?@Ezginhoİşte yeni formalar :( Efsane Çubuklum sen bu hale gelecek adam mıydın?

Uğur AKKAYA ?@5ugurBu forma tasarımları FENERBAHÇE armasına, asaletine hakarettir! Çok net!.

Mehmet Ertaş ?@ertasmehmetFenerbahçe'nin yeni çubuklu forması için 3D gözlük şart... Beyaz forma da burada

Melke Taş ?@angelove477Fenerbahçe'mizin bu sezonki formalarına biran önce kulüp alternatif forma çıkarttırmazsa sonbirkaç yıl sonra ilk kez satışlarda düşüş olur

Ali Hikmet Yılmaz ?@kutahyalihikmetO forma tasarımcısı kimse öldürün onu.Fenerbahçe formaları ancak bu kadar kötü olabilirdi.Hele o lacivert ne lan öyle. 

mert gülmez ?@mert_gulmez Bu kadar çirkin forma hayatımda görmedim :D

Kokleri Cinar ?@omerkocsan Kanarya sarisi ve sadece lacivert forma yapmak bu kadar mi zor ? Çubuklu niye 3D formatinda...Bir tek yakalar ve beyaz foa güzel olmuş.

Fenerist ?@FeneristcomSızan formalar içinde çubuklu forma sanki sprey boyayla boyanmış gibi. Söylecek söz bulamıyoruz. 

Bodyemre ?@BodyemreAcaba bu çubuklu forma, rakibi hipnotize etmek için mi bu şekilde tasarlanmış diye aklıma gelmedi, değil... :)

Kaynak: Haber7

İşte Dünyanın En Pahalı Şehri

İşte Dünyanın En Pahalı Şehri (Galeri)

Dünyaca ünlü danışmanlık şirketi Mercer'in yaptığı araştırmaya göre Angola'nın başkenti Luanda dünyanın en pahalı şehri.

Dünyanın en pahalı şehrinde fiyatlar dudak uçuklatıyor.

Bir hamburger 36 Lira, bir kot pantolon 390Lira, bir aylık konut kirası 12 bin Lira. Bufiyatlar mubalağa değil. Dünyanın en pahalı şehri olan Angola’nın başkenti Luanda’dan.

New York merkezli bir şirketin araştırması bu gerçeği gözler önüne serdi.

Araştırma 5 kıtadan 214 şehirde 200 ürün veservisin ortalama fiyatları baz alınarak yapıldı.Fiyatlar kıyaslanırken ülkeye dışarıdan gelen bir kişinin ihtiyaçları temel alındı.

Sıralamada ikinciliği Moskova üçüncülüğü ise Tokyo aldı. Pahalılıkta ilk ona giren şehirler arasında İsviçre'den 3 şehir bulunuyor.

Luanda'da güvenli bir ev kiralamak istediğinizde 2 artı 1 bir daire için ayda 6500 dolar yani yaklaşık 12 bin Türk lirası vermeniz gerekiyor.

Şehirde bir hamburger yemek için ise 18 Dolar yani hemen hemen 36 Türk Lirası ödemenizgerekiyor.

Araştırmadaki diğer çarpıcı sonuçlar ise Moskova'da bir bardak kahvenin fiyatı 8.29 Dolar, Londra’da bir sinema biletinin fiyatı 20.10 Dolar, Zürih de bir kot pantolonun fiyatı 140 Dolar.

Afrika’da son yıllarda gelişen ekonomisi ile dikkat çeken Angola, dünyada vize almanın en zorolduğu ülkelerden biri.

AK Parti Anketinde Dikkat Çeken Detay!

AK Parti Anketinde Dikkat Çeken Detay!
AK Parti'nin yaptırdığı ankete göre özellikle Kürtler çözüm sürecine desteğini artırdı.
AK Parti Ar-Ge Başkanlığı tarafından TaksimGezi Parkı olaylarından önce yapılan ankette, çözüm sürecine destek veren Kürt seçmenlerin oranının yüzde 75, diğer seçmenlerin oranının da yüzde 65 civarında olduğu belirlenirken,son yapılan ankette bu oranın Kürt seçmenlerde yüzde 90'a, diğer seçmenlerde ise yüzde 70'lere ulaştığı ortaya çıktı.

AK Parti Ar-Ge Başkanlığı tarafından yapılan son ankete göre, çözüm sürecine verilen destek arttı. 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, çözüm süreciyle ilgili yaptıkları son ankette, sürece destek verenlerin Kürt seçmenlerin oranında ciddi bir artış olduğunu söyledi. Çözüm sürecine halkın desteğine ilişkin trendi sürekli izledikleri belirten Soylu, son zamanlarda estirilen "musibet rüzgarlarına" rağmen, bu sürece destek verenlerin oranındaki artışın büyük önem taşıdığını söyledi. 

Taksim Gezi Parkı olaylarından önce yaptıkları ankette, çözüm sürecine destek veren Kürt seçmenlerin oranının yüzde 75, diğer seçmenlerin oranının da yüzde 65 civarında olduğunu anlatan Soylu, son yapılan ankette ise bunun Kürt seçmenlerde yüzde 90'a, diğer seçmenlerde ise yüzde 70'lere ulaştığını söyledi. Soylu, "Sadece kendisini Kürt olarak tanımlayanların yüzde 90'ı çözüm sürecini desteklemektedir. Sürece halkımızın verdiği ortalama destek yüzde 65-75 aralığındadır. Yani halkın desteği sürekli yükselmektedir. Bu da şunu çok açık olarak gösteriyor ki, çözüm süreci, önemli kazanım sağlayacak Güneydoğu'da yaşayan insanlarımız tarafından daha çok benimsenmektedir" dedi. 

"SÜREÇ BİTİYOR" DİYE ŞAPKASINI GÖĞE ATANLAR OLDU
"Türkiye'de çözüm sürecinin başlamasının ardından bir musibet rüzgarı estirildiğini" belirten Soylu, ülkenin şimdiye kadar birikmiş ne kadar toplumsal sorunları ve ihtilafları varsa hepsinin bu dönemde gündeme getirildiğini söyledi. Taksim olaylarında, "şimdi çözüm süreci de bitiyor" diye neredeyse şapkasını göğe atan insanları gördüklerini ifade eden Soylu, şöyle konuştu: 

"Fakat bu konuda ne kadar çaba ortaya koyarsalar koysunlar, çözüm süreciyle ilgili yaptığımız araştırmalarda da Türkiye'nin her tarafından gerek Güneydoğu Anadolu'da gerek Doğu Anadolu'da gerekse İç Anadolu ve Batı'da olsun, milletvekillerimizin, parti yöneticilerinin, bakanlarımızın yapmış olduğu bütün çalışmalarda, milletimizin çözüm süreci konusunda geleceğe daha emin bakabilen bir haleti ruhiyenin içerisinde olduğunu görüyoruz. Millet rahatlamıştır. Milletimiz, çözüm süreci ortaya çıktığından itibaren bu cesaretli siyasi adımdan itibaren, Sayın Başbakanın da siyasal gücünü burada değerlendirerek bu sorunun çözülebileceğine, artık Türkiye'nin yıllarca karşı karşıya kaldığı ve ülkemizdeki insanlarımızın kardeşliğini, diyalogları engelleyici bu durumu ortadan kaldırabileceğine kanaat getirmiştir." 

SÜRECİ MİLLET AK PARTİ'YE DİKTE ETTİ
Soylu, çözüm sürecinin, AK Parti'nin kendi insiyatifiyle ortaya koyduğu veya performansını yükselttiği bir süreç olmadığına işaret ederek, "Bu süreci, bizatihi millet sahiplenmiştir. Millet, bu süreci adeta AK Parti'ye dikte etmiştir. Bu kadar basit" ifadelerini kullandı.

Halk BDP Heyetine Neden Saldırdı?

Halk BDP Heyetine Neden Saldırdı?
Güler, BDP heyetinin Sinop ziyareti sırasında çıkan olaylarla ilgili açıklamalarda bulundu.

İçişleri Bakanı Muammer Güler, BDP heyetinin 18 Şubat tarihinde Sinop ziyareti sırasında çıkan olaylara ilişkin, “Heyetin planlanan programın 6 saat öncesinden, halk pazarının en yoğun olduğu ve okulların öğle çıkış saati ile çakıştığı saat 12.00 itibariyle öğretmenevinegelmelerinin ardından, öğretmenevi bahçesine gelen iki şehit ailesi ve yakınlarının tepkisine karşı heyetten bir kişinin öğretmenevininpenceresinden sözlü karşılık vermesi üzerine olaylar büyümüştür” dedi.

İçişleri Bakanı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun 18 ve 19 Şubat 2013 tarihlerinde Samsun ve Sinop'ta meydana gelen olaylara ilişkin soru önergesini yanıtladı. 

TEDBİR PLANLAMASI 
Heyetin 18 Şubat 2013 tarihinde Sinop iline gelişine ilişkin bir gün öncesinden il Valisi başkanlığında ilgili birim temsilcilerinin katılımı ile değerlendirme toplantısı gerçekleştirildiğini ve tedbir planlaması yapıldığını belirten İçişleri Bakanı şöyle dedi:

“Anılan planlamada; Halkların Demokratik Kongresi (HDK) adı altında daha önceden gerçekleştirilen pek çok eyleme Sinop halkının reaksiyon göstermemiş olması, sosyal ve kültürel yapısından kaynaklı demokratik hoşgörü sahibi Sinop ilinde müessif bir olay meydana geleceğine dair ilgili birimlerce temin edilen herhangi bir istihbarat ya da bilginin bulunmaması ve heyetin Çorum ilinde yaptığı ilk toplantının olaysız sonuçlanmış olması gibi faktörler etkili olmuştur.” 

“TAKVİYE GÜCÜN GELMESİ BEKLENİLMİŞTİR”
İçişleri Bakanı, heyetin planlanan programın 6 saat öncesinden, halk pazarının en yoğun olduğu ve okulların öğle çıkış saati ile çakıştığı saat 12.00 itibariyle öğretmenevine gelmelerinin ardından, öğretmenevi bahçesine gelen iki şehit ailesi ve yakınlarının tepkisine karşı heyetten bir kişinin öğretmenevinin penceresinden sözlü karşılık vermesi üzerine olayların büyüdüğüne işaret ederek şöyle dedi:

“Güvenlik güçlerinin şehit ailelerine müdahale ettiği şeklinde il geneline yayılacak söylentiler nedeniyle daha büyük olayların çıkmasının önlenmesi, muhtemel bir gazlı müdahale sonrası öğretmenevi çevresindeki 7 okulda eğitim ve öğretim gören yaklaşık 3 bin civarındaki öğrencinin gazdan etkilenmesi durumunda, konudan haberdar olan öğrenci aileleri ve yakınlarının katılımıyla kontrolü imkansız olayların yaşanmaması için de mevcut kuvvetle müdahaleden kaçınılmış ve savunma düzenine geçilerek takviye gücün gelmesi beklenilmiştir. 

Mevcut personel, heyetin yaşam hakkı ve vücut bütünlüğünün korunması amacıyla görev ifa etmiş olup, TOMA ile 180 kişilik takviye çevik kuvvet personelinin intikalinden sonra aşamalı ve orantılı olarak topluluğa müdahale edilmiştir.” 

Müdahale sırasında 14 şahsın yakalanarak gözaltına alındığını ve haklarında "Kamu malına zarar verme, görevli memura mukavemet ve görevini engelleme ile 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet" suçlarından adli işlem yapıldığını kaydeden İçişleri Bakanı, “Ayrıca sonradan, topluluğu aktif olarak etkilemeye çalıştığı belirlenen ve olaylara karışan 33 şahıs hakkında düzenlenen tahkikat evrakı da Sinop Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir” dedi. 

“İLK MÜDAHALEDE 14 ŞAHIS YAKALANARAK GÖZALTINA ALINDI” 
İçişleri Bakanı, 19 Şubat 2013 tarihinde Samsun ilinde meydana gelen taşlı saldırı ile ilgili güvenlik güçlerince yapılan ilk müdahalede 14 şahsın yakalanarak gözaltına alındığını, bina içerisindeki 35 şahsın ise güvenli bir şekilde tahliye edilerek mağdur şüpheli sıfatı ile ifadelerine başvurulduğunu söyledi. 

Kamera görüntülerinin incelenmesi neticesinde olaylara karıştığı belirlenen 34 şahısla birlikte toplam 83 şahıs hakkında "Kamu Malına Zarar Verme, Mala Zarar Verme, Görevli Memura Mukavemet ve Kasten Yaralama ile 2911 Sayılı Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet" suçları ile ilgili başlatılan adli işlemlere devam edildiğine dikkat çeken İçişleri Bakanı, “Ayrıca, Samsunspor adlı twitter hesabı ile ‘Türkçü ve Milliyetçi Cephe’ adı altında bildiri dağıttığı iddia edilen şahısların tespitine yönelik güvenlik güçlerince başlatılan çalışmalar sürdürülmektedir” dedi.

Yıldız Oyuncu Arda'dan Kur'an Öğreniyor

Yıldız Oyuncu Arda'dan Kur'an Öğreniyor

"Ben ona Portekizceyi, o da bana Türkçeyi öğretiyor. Arda aynı zamanda Kur'an hakkında da çok şey öğretiyor. Bu çok hoşuma gidiyor, çok şey öğreniyorum."

 İspanya 1. Futbol Ligi (La Liga) takımlarından Atletico Madrid'in Brezilyalı sol beki Filipe Luis, takım arkadaşı Arda Turan hakkında açıklamalarda bulundu.

Luis, La Liga'da Türkiye'yi temsil eden Arda Turan'ın, takımın en iyi oyuncusu olduğunu dile getirerek, Arda gibi çok büyük bir kalbi olan, alçakgönüllüğünü hiç kaybetmeyen birarkadaşı olmasından gurur duyduğunu ve sahada da çok iyi anlaştıklarını söyledi. Brezilyalı futbolcu,
"Takımdaki en iyi arkadaşımmükemmel birinsan. Ben ona Portekizceyi, o da banaTürkçeyi öğretiyor. Arda aynı zamanda Kur'an hakkında da çok şey öğretiyor. Bu çok hoşuma gidiyor, çok şey öğreniyorum" dedi. 

Geçen sezonun ilk yarısında Atletico Madrid'de forma giydikten sonra Fenerbahçe'ye dönen Emre Belözoğlu ile de sık sık telefonda konuştuğunu anlatan Luis, Emre'nin de iyi bir dostuolduğunu belirterek, "Futbol ve hayat hakkında bana çok şeyler öğretti. Umarım Atletico'ya daha fazla Türk futbolcu gelir çünkü hepsi çok iyi insanlar" ifadelerini kullandı

"Hangi Türkçe kelimeleri biliyorsun" sorusuna, "Söylemesem daha iyi, argo kelimeler" cevabını veren Luis, Turan ve Belözoğlu'na, bir gün Türkiye'de oynayacağına dair söz verdiğini ifade ederek, "Türkiye'de hoşuma giden takımı söyleyemem, yoksa başıma neler gelir bilirsin. Türkiye'de çok büyük takımlar var. Gelecek planlarımda Türkiye var. Fakat 4 yıl daha sözleşmem bulunan Atletico'da çok mutluyum' açıklamasında bulundu. 

Kendisi gibi defansın solundan oynayan Sivasspor Teknik Direktörü Roberto Carlos'un, Türkiye'de iyi işler yapmasını temenni eden Luis, "Roberto, Brezilya'da milli takımı ziyaret etti ve bize Türkiye'de teknik direktörlük yapacağını söyledi. Eminim büyük bir teknik direktör olacak çünkü çok iyi bir futbolcuydu. Futbol hakkında çok fazla bilgi sahibi. Daha önce futbol oynadığı Türkiye'yi, sistemini, taraftar baskısını tanıyor" değerlendirmesini yaptı. 

"Dünya Kupası'nda İspanya, Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda gibi çok zorlu rakipler olacak" 

Konfederasyonlar Kupası ile ilk defa uluslararası bir turnuvada Brezilya Milli Takımı'nın kadrosunagiren Luis, 2014'te ülkesinde düzenlenecek FIFA Dünya Kupasın'da da milli takımda olmayı umduğunu belirtti. Luis, kazandıkları Konfederasyonlar Kupası ve 2014'teki Dünya Kupası ile ilgili şunları paylaştı

"Taraftarımızın karşısında oynamamız ve kazanmamız benim için gerçekten çok güzeldi. Olağanüstüydü. Brezilya, Konfederasyonlar Kupası'nda her zaman olduğu gibi büyük bir takım olduğunu gösterdi ama Dünya Kupası'nda İspanya, Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda gibi çok zorlu rakipler olacak. Ayrıca Belçika ve Türkiye gibi yeni iyi takımlar da var. Ben Türkiye'nin sahipolduğu futbolcuları göz önünde bulundurarak hala Dünya Kupası'na gitme şansı olduğunu düşünüyorum. Brezilya'nın kazandığı 2002 Dünya Kupası'nı hatırlıyorum da Türkiye ile hem gruplarda hem de yarı finalde oynamıştık. Türkiye'ye karşı oynamak bize şans getirmişti." 

Futbolunun iyi bir dönemde olduğunu ve kendisini çok iyi hissettiğini ifade eden 27 yaşındaki Luis, Brezilya Milli Takım'ında kadroda olmasına rağmen kendisi gibi aynı mevkide bulunan RealMadridli Marcelo ve Barcelonalı Adriano'dan dolayı oynama şansı bulamadığını kaydederek, "Marcelo büyük bir futbolcu ve bence dünyadaki en iyilerden biri. Futbolunu izlemek çok hoşuma gidiyor. Adriano'da aynı şekilde çok iyi ama çok sağlıklı bir rekabet var. Atletico Madrid'de bu yıl üst düzey bir futbol ile büyük bir sezon geçirmeyi umuyorum. Eğer Atletico'da iyi oynarsam milli takıma girme olasılığım çok daha fazla olur" diye konuştu

"Real ve Barça'yı geçmek çok zor"

Atletico Madrid'in yeni sezondaki en büyük hedefi olan UEFA Şampiyonlar Ligi'nin 'kulüpler düzeyindeki bir futbolcu için en büyüğü' olduğunu dillendiren Luis, "Çok büyük bir takımız. Ayrıca Atletico, Avrupa kupalarındaki tarihi ve geleneği çok iyi olan bir kulüp. Şampiyonlar Ligi'nde iyi çıkarabileceğimizi düşünüyorum' dedi. 

Brezilyalı futbolcu, "Atletico Madrid'in, La Liga'daki rakipleri Real Madrid ve Barcelona'nın hegemonyasını neden kıramadığı" sorusuna ise şu cevabı verdi: 

"Ekonomik olarak futbol dünyada kötü bir dönemden geçiyor ancak Real Madrid, Barcelona gibi takımların çok büyük parasal kaynakları var. Her zaman çok iyi takımlar yapmayı başarıyorlar. O yüzden bu iki kulübü geçmek çok zor. Biz alçakgönüllüyüz ama buna rağmen geçen sezon Kral Kupası'nı kazanmayı başardık. Lig 38 maç ve çok zor ama hayal kurmak bedava. Lig şampiyonluğu için bir şey söyleyemem ama büyük bir sezon yaşayabiliriz."

Öğrenciler Hangi Kıyafeti Giyecek

Öğrenciler Hangi Kıyafeti Giyecek
Milli Eğitim Bakanlığı, velilerin yüzde 50'sinden fazlasının muvafakatı alınarak ilgilieğitim öğretim yılı için okul kıyafetlerinin belirlenebileceğini kararlaştırdı.

Öğrenciler, okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanamayacak. Okul yönetimi ve okul-aile birliğinin koordinatörlüğünde, okul kılık kıyafetlerine ilişkin sınırlamalara aykırı olmamak kaydıyla, velilerin yüzde 50’sinden fazlasının onayı alınarak ilgili eğitim-öğretim yılı için okul kıyafeti veya kıyafetleri belirlenebilecek.

Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı OkulÖğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmelik, Milli Eğitim Bakanlığı’nın talebi üzerine Bakanlar Kurulu’nca 8 Temmuz 2013tarihinde kararlaştırıldı. Buna göre öğrenciler, okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanamayacak. Ancak, okul yönetimi ve okul-aile birliğinin koordinatörlüğünde, sınırlamalara aykırı olmamak kaydıyla, velilerin yüzde 50’sinden fazlasının onayı alınarak ilgili eğitim-öğretim yılı için okul kıyafeti veya kıyafetleri belirlenebilecek. Bu fıkranın uygulanmasına dair usul ve esaslar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan yönerge ile belirlenecek. Yönetmelik bugün itibarıyla yürürlüğe girdi.

Hamile Kadın Sokakta Gezmemeli

Hamile Kadın Sokakta Gezmemeli
TRT ekranlarında tartışılacak sözler... "Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır" şeklinde genel kabül görmüş bir ifade ile başladı, ancak sonrasında açtı ağzını yumdu gözünü...

 TRT 1 ekranlarında iftar saatlerinde yayınlanan 'Ramazan Sevinci' programı Türk tasavvuf düşünürü ve avukat olan Ömer Tuğrul İnançer'i konuk etti. Programda Şeyh Vefa'nın menkıbelerinden bahseden İnançer,hamile kadınlar hakkında yaptığı sert yorum ile herkesi şaşırttı. 

Şeyh Vefa'nın hanımının haram lokma yemesiyle ilgili bir hikayesini anlatan İnançer,konunun hamileliğe gelmesi üzerine şu ilginçyorumu yaptı:

"Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokaktagezilmez. Her şeyden önce estetik değildir. 7-8 aydan sonra anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır. Sonra akşam üstü çıkarlar... Şimdi ise maşallah,kanatlısı kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor. Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir" dedi. Bu sözlere karşı da sunucunun "Allah razı olsun" demesi dikkat çekti.

GALİBA ÜLKENİN ŞARTLARINDAN HABERİ YOK

İnançer'in en çok dikkat çeken sözleri ise, "7-8 aydan sonra anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır" demesi oldu. Programı izleyenler "Hocanın galiba Türkiye şartlarından haberi yok... Otomobili olmayan ne yapacak? Benzin olmuş 5 TL" diyerek acı acı gülümsediler!

Twitter ve Hükümet Anlaştı

Twitter ve Hükümet Anlaştı
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Twitter'ın Türkiye'de ofis açmak için istediği yasal değişiklikleri gündeme aldıklarını açıkladı.
Yıldırım’ın açıklamasına göre Twitter yetkilileri, Türkiye’de twitter altyapısını kullananların bir suç işlemeleri durumunda kendilerinin ceza almasını öngören kanun maddelerinin bulunduğunu belirterek, bundan endişeli olduklarını belirtti.

Radikal Gazetesi'nden Hacer Boyacıoğlu'nun haberine göre; Ulaştırma Bakanı Yılmaz “Diyorlar ki, birisi bizim altyapımızı kullanaraksuç işlerse niye biz ceza alalım. Biz de endişelerini giderici tedbirleri alıyoruz” dedi.

Yıldırım yasal değişiklik mi yapılacak sorusuna “Evet gündemde, hapis cezasından paracezasına çevrilecekler” diye yanıtladı. Yıldırım’ın sözünü ettiği değişikliklerin 5651 sayılı “internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkındaki kanunda” yapılacağı belirtiliyor.

Oscarlı Oyuncudan Başbakan'a Açık Mektup

Oscarlı Oyuncudan Başbakan'a Açık Mektup
Aralarında Oscar'lı büyük oyuncu Sean Penn'inde bulunduğu 32 ünlü isim The Times'a ilan vererek Başbakan Erdoğan'ı eleştirdi. İlanda imzası bulunanlar içinde milletin manevi değerlerine hakaretle gündeme gelen Fazıl Say da var. AK Parti mitinglerinin Nazi Partisi toplantılarına benzetildiği ilan, gerçek dışı iddialarla tartışma konusu oldu.

Çok sayıda ünlü isim bugün İngiltere'deyayımlanan The Times gazetesine tam sayfa ilan vererek, Gezi Parkı'ndaki aşırı polis şiddeti nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.

Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyesi olduğu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin bir tarafı olduğu hatırlatılan mektupta, "Sonuç olarak, beş masum gencin ölümüne neden olan emirleriniz, Strasbourg'da bir davaya dayanak teşkil edebilir" denildi.

İŞTE İLANIN TAM METNİ

Bay Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Başbakanı

Ankara, Türkiye. Temmuz 2013 

Sayın Bay Erdoğan, 

Aşağıda imzası olanlar, bu mektubu sizin polis güçlerinizin İstanbul’da Taksim Meydanı ve Gezi Parkı ile Türkiye’nin diğer büyük şehirlerindeki barışçı gösterileri, Türk Tabipler Birliği’nin verilerine göre beş kişinin ölmesi 11 kişinin ayrım göstermeksizin biber gazı kullanımı nedeniyle gözünü kaybetmesi ve 8 binden fazla kişinin yaralanmasına neden olacak biçimde, zalimce bastırmasını en güçlü şekilde kınamak amacıyla yazıyoruz. 

Ancak, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nın benzersiz bir şiddet kullanımıyla boşaltılmasından sadece günler sonra, tek suçları sizin diktatoryal yönetimine çıkmak olan bu beş ölüye aldırmadan, İstanbul’da Nuremberg Toplanması'nı hatırlatan bir miting düzenlediniz. Sizin hapishanelerinizde Çin ve İran hapishanelerindeki sayının toplamından daha fazla gazeteci var. 

Buna ek olarak, göstericileri çapulcu, yağmacı, holigan olarak nitelendirdiniz, hatta bu göstericilerin yabancıların yönlendirdiği teröristler olduğunu söylediniz. Oysa gerçekte, bu göstericiler sadece Türkiye’nin kurucusu Kemal Atatürk’ün öngördüğü şekilde laik bir cumhuriyet olarak kalmasını isteyen gençlerdi. Sonuç olarak, bir yandan ülkenizi AB üyesi yapmaya çalışırken, bir yandan Türkiye’nin bir Egemen Devlet olduğunu söyleyerek, 

AB liderleri tarafından size yönelik tüm eleştirileri reddediyorsunuz. Size 9 Ağustos 1949’da imzalanmış Konvansiyon uyarınca Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nin bir üyesi olduğunu, 18 Mayıs 1954’te Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu'nu imzaladığını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yetkisini tanıdığını saygıyla hatırlatıyoruz. Bunların sonucunda, beş masum gencin ölümüne neden olan emirleriniz, Strasbourg'da bir davaya dayanak teşkil edebilir.
Saygılarımızla... 

İMZACI ÜNLÜLER


Türkiye’den Fazıl Say’ın da yer aldığı, “Başbakan Erdoğan’a açık mektup”un imzacıları şöyle:

ANDREW MANGO, Atatürk'ün biyografisinin yazarı
HUGO PAGE, Avukat
RONALD THWAITES, Avukat
DAVID LYNCH, Yönetmen “Mulholland Drive” filmiyle Altın Palmiye ödülü sahibi
SEAN PENN, Aktör/Yönetmen, “Milk” ve “Mystic River” filmleriyle Oscar sahibi
VANESSA REDGRAVE, Aktris, “Julia” filmiyle Oscar ödülü sahibi
SUSAN SARANDON Aktris, “Dead Man Walking” filmiyle Oscar ödülü sahibi
SIR BEN KINGSLEY, Aktör, “Gandhi” filmiyle Oscar ödülü sahibi
JAMES FOX, Aktör
FREDERIC RAPHAEL, Yazar, “Darling” ile Oscar ödülü sahibi
SIR TOM STOPPARD, Senaryo yazarı, "Shakespeare in Love" filmiyle Oscar ödülü sahibi
CHRISTOPHER HAMPTON, Senaryo yazarı, "Dangerous Liaisons" filmiyle Oscar ödülü sahibi
LORD JULIAN FELLOWES, Senaryo yazarı "Gosford Park" ile Oscar ödülü sahibi
VILMOS ZSIGMOND, Sinematograf, "Close Encounters of the Third Kind" ile Oscar sahibi
BRANKO LUSTIG, Yapımcı, "Schindler's List" ve"Gladiator" ile Oscar ödülü sahibi
RACHEL JOHNSON, Yazar
EDNA O'BRIEN, Yazar
CHRISTOPHER SHINN, Senaryo yazarı
DAVID STARKEY, Anayasa tarihçisi
FAZIL SAY, Besteci-piyanist
LADY CHOLMONDELY, Chopin Society Başkanı
LORD MONSON, Yazar
LORD STRACHCARRON, Belgesel yapımcısı
DOWNSHIRE MARKİSİ, Toprak sahibi
JEREMY CORBYN MP, İşçi Partisi Milletvekili
EDMUND KINGSLEY, Aktör
IGOR USTINOV, Heykeltraş
MAURICE FARHI MBE, Yazar
JACK FOX, Aktör
CLAIRE BERLINSKI, Yazar
OONA CHAPLIN, Aktrist
FUAD KAVUR, Film yapımcısı

Eşek Kostümü Verdiler, Eşek Oldum (Video)

Eşek Kostümü Verdiler, Eşek Oldum (Video)

Beyaz TV ekranlarında Basın Kulisi programına katılan Şafak Sezer çarpıcıaçıklamalarda bulundu.
                                                         dakikhabertv.blogspot.com

 Beyaz TV ekranlarında Ferda Yıldırım'ın sunuculuğunu yaptığı Basın Kulisi programınakatılan Şafak Sezer iddialı açıklamalarda bulundu. Çocukluğundan tiyatro yaşamına, gezi parkından seçimlere kadar birçok konuda yorumda bulundu.

İLK ROLÜMDE EŞEK OLDUM
"Tiyatroya babam sayesinde başladım. Hem okumayı sevmediğimden hemde maddi yetersizlikten dolayı 6.sınıfta okulu bıraktım. İlk rolümde bana başrol oynayacaksın dediler. Kuliste eşek kostümü verdiler ve eşek oldum."

'Eşek Oldum' Adlı Videoyu İzlemek İçin Lütfen Tıklayın

BAŞBAKANI SEVİYORUM

Son dönemlerin tartışılan ismi olan Şafak Sezer canlı yayında bir kez daha gündeme oturacak sözler sarfetti. "Ben bir Türk milliyetçisiyim. Başbakanımın da Türk milliyetçisi olduğunu düşünüyorum ve onu seviyorum. Ben ülkeme hiçbir yabancının karışmasını istemiyorum. Burada doğdum kendi topraklarımda ölmek istiyorum."

BAŞBAKAN'IN RAKİBİ YOK

Sunucu Ferda Yıldırım'ın konuyu Gezi Parkı'na getirmesiyle birlikte Erdoğan'ın çok kıymetli bir lider olduğunu belirten Şafak Sezer, "Liderlerin görüşleri beni alakadar etmez. Ben hizmete bakarım. Bana verilen hizmetten memnunum." dedi ve ekledi: "Başbakan'ın önümüzdeki 15 yıl içerisinde rakibi yok. Erdoğan en iyi lider." yorumunda bulundu.

GEZİ PARKI'NDAKİLERİN HEPSİ ÇOLUK ÇOCUK
Gezi Parkı eylemlerine de değinen Şafak Sezer, "Ben orada ağaç için yürüdüm. 'Hükümet istifa' diye slogan da atmadım. Ama birkaç gün sonra gördüm ki eyleme katılanların hepsi çoluk çocuk. Polisle çatışmayı oyun zannediyorlar.

'Gezi Parkı'ndakilerin Hepsi Çoluk Çocuk' Adlı Videoyu İzlemek İçin Lütfen Tıklayın

HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI

"Bugün bir politikacıyı diş reklamında oynatabilir miyiz? Hayır. Başbakanı veya belediye başkanlarını oynatabilir miyiz? O zaman herkes kendini işini yapmalı diye düşünüyorum. Politikacı politika, sanatçı sanat yapmalı. Herkes kendi mesleğini yapmalı, mesleği haricindeki her şeyi bırakmalı."

'Herkes Kendi İşine Bakmalı' Adlı Videoyu İzlemek İçin Lütfen Tıklayın
SİYASET DEMEK KÜFÜR ETMEK DEĞİLDİR
Siyaset ne zamandan beri insanların annesine, kızına, eşine küfür etmek oldu. Siyasetin içerisinde küfür çok rahatsız edici bir durum. Başka türlü eleştirmeliyiz. Mizah olabilir, başka bir şey olabilir...

'Siyasetin İçinde Küfür Rahatsız Edici' Adlı Videoyu İzlemek İçin Lütfen Tıklayın

Kaynak: Hakan Koçyiğit-Haber365-Detay

Sözleşmeli Erler Memur Olacak

Sözleşmeli Erler Memur Olacak
Sözleşmeli askerlik için başvuru sayısı az. Sebep; sözleşme süresinin kısalığı ve görevsonunda alınan tazminatın azlığı. İlgiyi artırmak için bu kapsamdakilere sözleşme sonunda memuriyet kapısı açıldı.

Sözleşmeli erlik uygulaması, hayata geçirildiği günden bu yana beklenildiği kadar rağbet görmedi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yetişmiş personel ihtiyacını karşılamak üzere tahsis edilen sözleşmeli er kadrolarıdoldurulamadı. 

Sözleşmeli erlik uygulamasında bugüne kadar 15 bin kadro olmasına rağmen yalnızca bin 305 kişi istihdam edilebildi. Ayrıca 2013 ve 2014 için 57 bin kadronun bulunması ve son dönemde sınava katılan 3 bin 38 kişiden yalnızca 579’unun göreve başlayabilmesi yeni bir düzenlemenin gerekli olduğunu ortaya koymuştu. 

BOŞ KADROLARA ATANACAK 

Sözleşmeli erliğin beklenenden daha az rağbet görmesinin en önemli nedeni, görev süresinin 7 yılla sınırlanması. 7 yıl sonra elde edilecek tazminat ise bu kişilerin hayatlarını sürdürmeleri neredeyse imkansız. 

Meclis’ten geçen yeni Kanun’la birlikte görev süresi dolan sözleşmeli erlerin belirsiz bir ortamda bırakılması sorununun çözülmesini hedeflendi. Konuyla ilgili de bir düzenleme hayata geçirildi. Buna göre; sözleşmeli erlerden görev süresi dolanlara ve yaş haddini aşanlara, kamu kurum ve kuruluşlarının boş kadro ve pozisyonlarına atanma hakkı tanındı. 

Sözleşmeli erlik uygulamasında bugüne kadar elde edilen deneyimler, terörle mücadelede ön saflarda yer alan sözleşmeli erlerin, görevleri sırasında alıkonmalarının veya sözleşmelerini yenileyebilecek durumda olmamaları dolayısıyla hak kayıpları yaşamalarının söz konusu olduğunu gösterdi. 

AİLELER DE UNUTULMADI

Meclis’ten geçen kanun değişikliği sonrası bu durumdaki sözleşmeli erlerin sözleşme uzatımları otomatik olarak gerçekleştirilecek. Ayrıca bu kapsamdakilerin terörle mücadele sırasında alıkonulmaları yüzünden ailelerinin gelirden mahrum kalması durumunun önüne geçilmesi hedeflendi. Bunun için de ailelerine ödeme yapılabilmesine olanak tanındı. 

DÜZENLEME İSTİHDAM ORANINI ARTIRACAK

Yeni yasayla yürürlüğe giren değişiklikler sözleşmeli erliğe beklenen talebin gerçekleşmesine yol açabilir. Bu da işgücü piyasasının hassas kesimi olan düşük eğitim seviyesine sahip genç erkek işgücüne istihdam imkanı sağlar. 

Özellikle kısa olarak ifade edilebilecek bir görev süresi sonrası kişileri belirsizliğe iten bir uygulama yerine bu kişileri devlet memuru statüsünde istihdam etmeye devam ederek onları emekliliğe doğru yönlendirmek, sözleşmeli erliğe olan talebi de artırabilir. 

NEDEN AZ TERCİH EDİLİYOR? 

Yüksek maaşa rağmen doldurulamayan kadroların, neden tercih edilmediği uzmanlar tarafından incelenmiş. Buna göre; Görev süresi kısa olan sözleşmeli erlik bir meslek olarak görülmüyor. Görev bitiminde elde edilen ikramiyenin azlığı da başvuruları baskıya alıyor.