Öğretmenevine İçki Yasağı!

Öğretmenevine İçki Yasağı!
Alkollü içki satışı yasağının, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı öğretmenevlerinde de uygulanmasıgündeme geldi.

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (TAPDD) üniversitelerin sosyal tesislerindeuygulamaya konduğu alkollü içki satış yasağı, şimdi de kamu kurumlarına ait sosyal tesislere yansıyor. Emniyetin, 'Polis Moral Eğitim Tesisleri' olarak adlandırılan sosyal tesisleri 'eğitim kurumu' statüsüne alındıktan sonra başlatılan alkol yasağının ardından, şimdi de Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı öğretmenevlerinde alkol yasağı geliyor.

VALİLERE YAZI

Milli Eğitim Bakanlığı Destek Hizmetleri Grup Başkanı Fevzi Durgun imzasıyla 2 hafta önce Türkiye genelindeki akşam sanatokullarını da bünyesinde bulunduran bütün öğretmenevlerine ve 81 il valisine, alkol satışının yasaklanması gerektiğini içeren resmi yazı gönderildi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenevlerinde alkol satışıyla ilgili ne yapması gerektiğini, 25 Nisan 2013 tarihinde Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'na sorduğu belirtilerek, buradan gelen yanıtın da 18 Temmuz 2013 tarihli resmi talimata eklendiği görüldü.

Yazıda, alkol satış yasağının olması gerektiği belirtilerek, "Öğretmenevlerinin asli fonksiyonlarının eğitim çalışanlarının konaklama ihtiyacını karşılamak olduğu, ayrıca yeme-içme, spor, eğlence ve eğitim ihtiyaçları için yardımcı ve tamamlayıcı birimleri de bünyesinde barındıran kurumlar olarak tanımlanmıştır. Yasaya göre; öğretmenevleri de her türlü eğitim-öğretim kurumları olarak tanımlanan madde kapsamındadır" denildi.

YASA ANLATILDI


Yasa ve yönetmelikleri uzun uzun anlattığı görülen Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Suat Evcimen'in öğretmenevi ve akşam sanat okullarının eğitim ve öğretim yönleri ile eğitim ve öğretim konumları olup-olmadığının tarafınızca değerlendirilmesi ve ve önceden alkollü satış belgesi almış olanların kurumumuze bildirilmesi uygundur" dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı da bu yazışmayı tüm teşkilatıyla paylaştı.

Tank Demokrasisi!

Tank Demokrasisi!

ABD Dışişleri Bakanı Kerry'nin Mısır'da darbeci yönetime tam destek vermesi tepki çekti. Müslüman Kardeşler, Kerry'nin 'Ordu demokrasiyi tesis etti' sözlerine öfkeli: Obama devrilse aynısını mı söyleyecekti?
Mısır’da ilk seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yönelik askeri müdahaleye ‘darbe’ diyemeyen ABD, dün bunun yerine ‘demokrasi’ diyerek dünyayı şaşırttı. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Mısır ordusunun darbe yaparken “demokrasiyi yeniden tesis etmekte olduğunu” savundu. 

Pakistan'ın Geo News kanalına konuşan Kerry, darbe öncesi düzenlenen muhalif gösterileri kast ederek şöyle dedi: "Kaos ve şiddete sürüklenmekten korkan milyonlar ordudan müdahale etmesini istiyordu. Ve şu ana kadarki düşüncemize göre, ordu yönetime el koymadı.” Kerry, ordunun atadığı geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur’un hükümetini de, “sivil” diye niteledi. 

Bu sözler, Mursi’nin mensubu olduğu Müslüman Kardeşler örgütünün sert tepkisini çekti. Örgüt sözcüsü Cihad Haddad, ABD’nin “işbirlikçilik yaptığını” söyleyerek “Hüsnü Mübarek diktatörlüğünü de desteklemişlerdi” dedi. 

'KONGRE LAĞVEDİLSE SUSAR MI?'

Haddad tepkisini şu sorularla dile getirdi: “Ordunun görevi demokrasiyi yeniden tesis etmek midir? Kerry, Barack Obama’ya karşıgösteriler düzenlense, Savunma Bakanı Chuck Hagel’ın başkanı görevden almasını kabul mü edecek? Amerikan ordusu anayasayı askıya alıp Kongre’yi mi lağvedecek? Sadece kendilerinin seçtiği bir başkan mı atayacak?” Sözcü, “Bu söylem endişe verici. Amerikan halkı, tiranlığıdestekleyerek kendi değerlerini hiçe sayan bu yönetime tepki göstermeli” dedi. 

Amerikan yönetiminin ‘darbe’ diyememesinin önündeki en büyük engel, Mısır’a yıllık 1.3 milyar dolarlıkaskeri yardım. Kongre, darbe olan ülkelere yardımı yasaklıyor. Ancak Kerry’nin sözleri, ordunun yaptığı katliamları eleştiren Washington’ın, ‘orta yol’ politikasından vazgeçip darbeye açık destek vermesi olarak yorumlandı. 

BOZDAĞ: İNANALIM MI GÜLELİM Mİ? 


Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Kerry’nin Mısır’a ilişkin açıklamasına, “Buna inanır mısınız, yoksa güler misiniz?” diye tepki gösterdi. Bozdağ, “ABD ve AB ülkelerinde de demokrasiyi ordu mu inşa etti? Darbe, demokrasiyi inşa etmez; katleder, yok eder. Tıpkı Mısır’daki gibi” dedi. 

Bozdağ Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin yardımlarından rahatsız olanlar olabilir ama biz rahatsızlık vermeye devam edeceğiz” dedi.

DHKP-C'nin Bottaki Bombacısı Beyoğlu Esnafı

DHKP-C'nin Bottaki Bombacısı Beyoğlu Esnafı
Yunanistan'ın Sakız Adası açıklarındaki botta yakalanan iki DHKP-C'liden Adalet Bakanlığı ve AK Parti Genel Merkezi'ne saldırı olaylarına karışan Mehmet Yayla'nın yakalanması için emniyet birimlerine fotoğraflarının dağıtıldığı ve her yerde arandığı ortaya çıktı.

Ankara’da geçen mart ayında Adalet Bakanlığı’na bombalı, Ak Parti Genel Merkez Binası’na ise lav silahı ile saldırı düzenlendi. Polisin yaptığı araştırmada bombalı saldırıları gerçekleştirdikleri gerekçesiyle DHKP-C’li Hasan Biber ve Mehmet Yayla’nın aranmasına başlanmıştı.

Biber ve Yayla’nın fotoğrafları tüm güvenlik birimlerine dağıtılıp aranmalarına devam edilirken 2 örgüt üyesi Ege Denizi, Sakız Adası açıklarında bomba yüklü bir botta yakalandı. Botta 2 lav silahı, 2 anti tank mayını, 4 el bombası, 2 zaman ayarlı bomba, 2 tabanca ve 190 mermi bulundu.

Yunan polisi, Atina’da 11; Selanik’te 3 kişinin gözaltına alındığını ve bunlardan 5’i Türk, 3’ü Yunan 8 kişinin tutuklandığını açıklandı. Yunan polisi tutuklanan kişilerin “silah ve harp malzemesi taşıma (tanksavar, tabanca, mermi el bombası) ve patlayıcı madde taşıma ve bomba mekanizmaları kurma” gibi ağır suç ve terör eylemlerine teşebbüs suçlarıyla Sakız Adası savcılığına sevk edildiklerini bildirmişti.

Olayla ilgili Yunanistan’da soruşturma sürerken, Mehmet Yayla’nın, Emniyet tarafından arananlar listesinde fotoğrafının tüm birimlere dağıtıldığı ortaya çıktı.

Emniyet'in birimlerine dağıtılan fotoğrafta  Mehmet Yayla’nın kimlik numarasının yanında 1.75-1.80 boyunda, 70-75 kilo ağırlığında olduğu belirtildi.. Yayla’nın 1980 Çorum doğumlu olduğu da not düşüldü.

YAYLA KARDEŞLER
Mehmet Yayla'nın ağabeyi, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın terörist listesine aldığı Bulut Yayla, "ABD Büyükelçiliği'ne yönelik saldırıyı organize etme" suçlamasıyla Yunanistan'dan Türkiye'ye gelirken yakalandı. Kardeşi Şafak Yayla ise DHKPC'ye yönelik operasyonda yakalanıp tutuklandı.

BEYOĞLU'NDA İŞYERİ VAR

Mehmet Yayla'nın Beyoğlu'ndaki Terzi Han'da bir işyerinin bulunduğu ve 2010 yılında işyerinin Maliye'ye 7 bin lira vergi borcu olduğu görülüyor.

DURAK FM

DURAK FM
Gölgeniz Boyunuzu Geçiyorsa;Bundan Kime Ne? Durak FM Yalnız Anlarınıza Ortak Olmak İstiyor. Kaybedenlerin,Yanlızların,Aşıkların... Herkesin Radyosu... HOŞ GELDİN SAYIN DİNLEYİCİ DURAK FM      Tıklayınız...

Fransa'da Kediler İnsanlara Saldırıyor

Fransa'da Kediler İnsanlara Saldırıyor
Fransa'da yaşanan akıllara durgunuk veren bir olay, bilim insanları arasında tartışma başlattı. Bir kadın ve köpeğine saldırarak her ikisini de hastanelik eden 'vahşi kediler çetesi', endişeyeneden oldu. Bir teori, kedileri 'havaların' etkilediği yönünde.

Fransa’da kısa bir süre önce yaşanan saldırı, bilim insanlarının kafasını karıştırdı. Fransa’nın doğusunaki Belfort kentinde, 31 yaşındaki bir kadın köpeğini gezdirirken altı kedinin saldırısına uğradı. Kediler, vahşi bir şekilde kadının üzerine atlayarak onu yere serdi ve yaralanmasına neden oldu.

Kuduz aşısı yapılan ve tedavi altına alınan talihsiz kadının annesi Josette Galliot, İngiliz Independent sitesine yaptığı açıklamada, “Kediler kızımı yere devirdi ve bacaklarını, kollarını ısırdılar. Hatta bir atar daması neredeyse parçalıyorlardı” dedi.

Galliot, 21 Temmuz’da yaşanan saldırının ardından kızının hala şokta olduğunu ve kendisini toparlamakta güçlük çektiğini söyledi.

KEDİLERİ NE VAHŞİLEŞTİRDİ?


Belfort’daki veterinerler ve yerel sakinler, kedileri neyin kontrolden çıkardığı konusunda emin değil. Bazıları ise sıcak havaların hayvanların başına vurmuş olabileceğini öne sürdü.

Veteriner Valerie Dramard, ‘kedilerin kendi bölgelerini köpeğe karşı korumak istediklerini, kadının karşılarına çıkması sonucu ona saldırdıklarını’ savundu. Dramard, “Kediler bir kıyamet senaryosunun zombileri değil... Sadece bölgelerini korumaya çok düşkünler ve farklı türlere karşı düşmanca davranıyorlar” dedi.

Ancak bilimsel verilere bakıldığında, kediler son derece agresif canlılar olarak ortaya çıkıyor. Kediler, her yıl sadece ABD’de 1.4 ile 3.7 milyar kuş öldürüyor. Yine ABD’de, kedilerin öldürdüğü küçük memeli sayısı her yıl 6.9 ile 20.7 milyar arasında değişiyor.

Verilere bakarak, kedilerin evlerde tutulmasına yönelik kanun çıkarılmasını savunanlar bile var. LiveScience sitesine konuşan ABD’nin Wisconsin-Madison Üniversitesi’nde profesör olan Stanley Temple, “Köpeklerin tasmasız gezdirilmeyeceğini kabul ettik. Ancak bazı kedi sahipleri hayvanlarının evde tutulması gerektiği düşüncesine karşı çıkıyor” dedi.

FRANSA’DA TEHDİT BÜYÜYOR MU?

LiveScience haberine göre, Fransa’da yabani hale gelen kedilerin sayısı her gün 8 bin artıyor.

Kızı hastanede yatan Galliot, “Bu beladan kurtulmalıyız... Mahallelerde başıboş birçok kedi var. Aynı zamanda birçok küçük çocuk var. Yeni bir saldırı yaşanmasını istemiyoruz” diyerek yetkililere seslendi.

Yine de kedi sahipleri fazla alınmamalı. İngiltere’nin Oxford Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, köpeklerin de kediler kadar vahşi doğada yaşayan canlıları öldürdüğünü gösterdi.

Mısır'dan Türk Vatandaşlarına Vize Şoku!

Mısır'dan Türk Vatandaşlarına Vize Şoku!
Mısır yönetiimi, devrik lider Hüsnü Mübarek döneminde uygulamaya koyulan sınırda vize almakolaylığı sağlayan prosedürü, Türk vatandaşları için tek taraflı iptal etti.

Türkiye'nin Kahire Büyükelçiliği yetkililerindenalınan bilgiye göre, Mısır yönetimi, Türkiye'nin dearalarında bulunduğu 50'ye yakın ülke için uygulanan sınır kapılarından vize alma prosedürünü Türk vatandaşları için tek taraflı iptal etti.

Başta Türkiye'den olmak üzere çeşitli ülkelerden Mısır'a gelmek isteyen Türk vatandaşları, pasaportlarında vize olmadığı için uçağa kabul edilmedi. 

Mısır; daha önce de Suriye, Filistin ve Yemenvatandaşları için sınırdan vize alma kolaylığını tek taraflı kaldırmıştı.

Ehliyet Alabilmenin Yeni Şartları

Ehliyet Alabilmenin Yeni Şartları
Sürücü adayları, ehliyet almayı zorlaştıran yeni düzenlemeye göre ilk direksiyon sınavına girdi.Direksiyon eğitimi sınavına girecek adaylar, değerlendirme kriterleri arasında ilk kez yer alan"aracı geri viteste kullanma, araçların arasına park etme" yeteneklerine göre dedeğerlendirilecek.


Sürücü adayları, ehliyet almayı daha da zorlaştıran yeni düzenlemeye göre ilk direksiyonsınavına girdi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), trafikkazalarını azaltmak, bilinçli sürücülerin eğitilmesi için Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği'ni mayıs ayında yenileyerek, ehliyet almayı zorlaştıran bir düzenleme getirmişti.

Yönetmelikte en büyük değişiklik direksiyonsınavlarındaki puanlama sisteminde yapıldı. Önceki yönetmeliğe göre, 100 puan üzerinden belirli kriterlere göre değerlendirme yapılıyor ve hata yapıldığında puan düşülüyordu. Yenidüzenlemede bu uygulama kaldırıldı ve yerinedaha sıkı kurallar getirildi.

Adayın direksiyon sınavında değerlendirilecekhususların sadece birinde hata yapması, sınavdanelenmesine neden olacak. Örneğin, sınavesnasında arabaya binerken emniyet kemerinitakmayan, ayna ve koltuk ayarlarını kontroletmeyen sürücülerin sınavı araba hareketetmeden sona ermiş sayılacak.

HATA AFFETMEDEN DİREKSİYON SINAVI

Ehliyet alabilmek için daha önce düzenlenenteorik sınavı geçen adaylar, haftasonu yenidüzenlemeye göre ilk direksiyon sınavında ter döktü.

Ancak, yeni yönetmelik çıkmadan önce ehliyet kurslarına kayıt yaptıran sürücü adayları eski hükümleregöre direksiyon sınavına değerlendirmeye tabi tutuldu.

Sınavdaki yeniliklerden bir diğeri de sınav için 30 dakika süre verilmesi olurken, ayrıca ilk kez direksiyonsınavlarında müfettiş ve bakanlık denetçisi görevlendirildi.

PARK EDEBİLİYOR MU?

Direksiyon eğitimi sınıvına girecek adaylar, değerlendirme kriterleri arasında ilk kez yer alan “aracı geriviteste kullanma, araçların arasına park etme” yeteneklerine göre de değerlendirilecek.

Sınav esnasında adaylar iki bölümde belirlenen kriterlere göre değerlendirilecek. Birinci bölümdeemniyet kemerini takma, ayna ve koltuk ayarlarını kontrol etme, aracı çalıştırma, emniyetli ve rahat kalkış yapma, hız kurallarına uyma, şerit izlemedireksiyon hakimiyeti, vites değiştirme becerisi, trafik ışık ve işaretlerine dikkat etme gibi konular yer alıyor.

Bu bölümü hiç hatasız geçen aday, ikinci bölümedeki kriterlere göre değerlendirilecek. Buradaki kurallara göre ise iki hata yapan sürücü adayı elenecek.

SINAV ANI

Yeni uygulamaya göre yapılan ilk direksiyon eğitim sınavı, Ankara Gölbaşı'nda gerçekleştirildi.

İncek Bulvarı'nda akan trafikte yapılan sınavda, polis ekibi ve ambulans da hazır bulundu. Sürenin arttığı, puanlama sisteminin değiştiği ve parkurun uzadığı sınavda adaylardan geri vitesle park etmeleri de istendi.

'SINAV DAHA ZORLAŞTI'


Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Ali İhsan Avcı, yaptığı açıklamada, yeni uygulamayla direksiyon eğitimi sınavının daha zorlaştırıldığını belirtti.

Öncelikle sınav süresinin artırıldığına dikkati çeken Avcı, "Bu sürede sürücü adayının trafik kurallarının tamanındaki davranışlarını denetliyoruz. Eğer herhangi bir ihlali olursa aday sınavdan kalıyor" dedi.

Sürücü adaylarından direksiyon sınavının zorlaştığını bilmelerini isteyen Avcı, "Çünkü trafikte hata yapan bunu ya hayatıyla ya da başkasının hayatıyla ödüyor" diye konuştu.

Sınav Komisyonu Üyesi Hamit Saydam ise yeni uygulamayla sürücü adaylarının değerlendirilmesinde de değişikliğe gidildiğini belirtti.

Sürücü adaylarının daha önce puanlama sistemiyle değerlendirildiğini hatırlatan Saydam, "Yeni uygulamada ise mesela aday trafiği tehlikeye sokan bir hareket sergiliyor veya sinyal vermeden kontrolsüz çıkış yapıyor, böyle bir durumda adayın sınavını bitiriyoruz ve başarısız olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu.

Yeni sistemle ilk defa sınava giren sürücü adaylarından Fırat Babat sınav sırasında geri vitesle park, dur-kalk gibi uygulamalarla karşılaştığını söyledi.

İran Medyası Fena Uçtu: O Silahlar Türkiye'de Üretildi

Suriye'de kullanılan kimyasal silahların Türkiye'de üretildiği düşünülüyor." İran medyası Suriyeli eski bakanın bu iddialarını sayfalarına taşıdı.

 İranlı medya, Suriye konusunda Tahran’ın farklı bir çizgi içinde olan Türkiye’ye yönelik iddialarını yansıtmayı sürdürüyor. Son olarak da Suriye Enformasyon eski Bakanı Mehdi Dahlullah’ın, Suriye'nin Han Asal bölgesinde kullanılan “kimyasal silahların Türkiye'de üretildiği düşünüldüğü” yönündeki demecini yayımladı. 

İran Medyası Fena Uçtu: O Silahlar Türkiye'de Üretildi
İranlı haber ajansı FHA’ya konuşan Dahlullah, Suriye rejiminin, “teröristlerin Han Asal'da kimyasal silah kullanmasının ardından BM'yi bu konuyu araştırmaya çağırdığını” belirtti.

“Kullanılan kimyasal silahların Türkiye'de üretildiğinin düşünüldüğünü” iddia eden Dahlullah, BM araştırma komitesi Şam yönetiminin ısrarı üzerine Suriye'ye geldiğini kaydetti. 
Dahlullah, Suriye rejiminin, Irak senaryosunun Suriye'de tekrarlanmasını istemediğini ve bu yüzden araştırma komitesinin serbest bir şekilde istediği yere gitmesine müsaade etmeyeceğini vurguladı.

Haberde “Bundan önce Rusya yönetimi de Suriye'de teröristlerin Han Asal bölgesinde kimyasal silah kullandığını ifşa etmişti” de denildi.

Atatürk'ün Ruhunu Çağırdık, Bizi Tersledi (Video)

Atatürk'ün Ruhunu Çağırdık, Bizi Tersledi (Video)
Besteci Erol Sayan: 1956 yılıydı. Kıbrısla ilgili bir soru sorduk.


Atatürk ile ilgili tüm zamanların en uçuk iddiası düngece Habertürk ekranında dile getirildi. Besteci Murat Sayın, Gazi Mustafa Kemal hakkında öyle bir iddiada bulundu ki, hem programın sunucusu, hem de ekran başındaki milyonlar ağzı açık izledi.

Habertürk TV ekranlarında yayınlanan MuratBardakçı ve Erhan Afyoncu'nun sunduğu TarihinArka Odası programın önceki gece konuğu ünlü besteci Erol Sayan’dı. 1956 yılında ruh çağırma seansı sırasında Atatürk’ün ruhunu çağırdıklarını anlatan Sayan, ‘Kıbrıs’la ilgili soru sorduk, bizi tersledi’ dedi.

BEN SİZİN OLDUĞUNUZ YERE İNEMEM DİYE KIZDI

Besteci Sayan, Atatürk’ün ruhunu çağırma olayının detaylarını şu sözlerle anlattı: “Evet çağırdık. 1956 yılıydı. Kıbrıs’la ilgili bir soru sorduk. Bize celallendi, ‘Ne siz bulunduğumuz yere çıkabilirsiniz ne de ben sizin olduğunuz yere inebilirim. Rahatsız etmeyin’ dedi. Adeta kovaladı bizi, tersledi. Biz de tekrar denemedik. Sorumuz, kendisinin Kıbrıs için söylediği ‘Bu millet o o mahbubenin peşini bırakmayacaktır’ sözü üzerineydi.”

İşte AK Parti'nin Yaptırdığı Anketin Sonuçları!

İşte AK Parti'nin Yaptırdığı Anketin Sonuçları!

AK Parti'nin POLLMARK'a yaptırdığı ankete göre AK Parti 51.9'la son dönem anketlerinde en yüksek oy oranını yakaladı.

Başbakan Erdoğan'ın talimatı ile AK Parti'nin POLLMARK'a yaptırdığı ankette oy oranı yüzde 52'yi buldu. AK Parti'yi yüzde 23'le CHP, yüzde 13'le MHP takip ederken BDP ise oylarını yüzde 7'ye yükseltti. Gezi Parkı eylemlerinin de sorulduğu ankette elde edilen sonuçlar şöyle;

Gezi Parkı eylemleriyle ilgili ankete katılanların yüzde 51.2'si, "Amaç kargaşa çıkartıp hükümeti zora düşürmek", yüzde 51.5'i ise "Polis orantısız güç kullanmadı" dedi

Pollmark tarafından 9-18 Temmuz arasında yapılan "Türkiye siyasi gündem araştırması, Temmuz 2013" başlıklı çalışma 5 bin 135 kişiyle yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirildi. Sabah'tan Yahya Bostan'ın haberine göre, gezi olaylarından çözüm sürecine kadar gündeme ilişkin kritik soruların yer aldığı araştırmadan ilginç sonuçlar çıktı. Gezi Parkı ile düşünceleri sorulan katılımcıların yüzde 51.2'si "Göstericilerin amacı kargaşa çıkararak hükümeti zor duruma düşürmek, desteklemiyorum" yanıtını verdi. 

Yüzde 33.3'ü "Göstericiler demokratik haklarını kullanıyorlar, destekliyorum" derken yüzde 12.8'i fikir beyan etmedi. Polisin eylemcilere orantısız güç kullanıp kullanmadığına ilişkin soruya ise yüzde 51.5 oranında "Polis yapması gerekeni yaptı" yanıtı geldi. Yüzde 39.5 ise "Polis aşırı güç kullandı" dedi. Gezi Parkı'na Topçu Kışlası yapılıp yapılmamasının mahkemelerin belediyenin lehine karar vermesi durumunda dahi referandum yapılmasını olumlu bulanların oranı yüzde 47.3 iken olumsuz karşılayanların oranı yüzde 28. Fikir belirtmeyenlerin oranysa 24.2.

HÜKMET KARŞITLIĞINA DÖNÜŞTÜ


Çevreci kaygılarla başlayanı eylemlerin AK Parti Hükümeti karşıtlığına dönüşmesini haksız bulanların oranı yüzde 48.6 oldu. Katılımcılaran 31.8'i eylemleri haklı bulurken yüzde 19.7'si fikir belirtmedi. Gezi Parkı eylemlerinin başlamasına Hükümetin katı tutumunun neden olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 40.5 olurken, bu söylemi doğru bulmayanların yüzde 41.9. 

Hükümetin bu süreci yeterince iyi yönettiğini belirtenlerin oranı yüzde 42.2 olurken, kötü yönettiğini kaydedenlerin oranı yüzde 41.2 çıktı. CHP'nin eylemlere destek vermesini olumsuz bulanlar yüzde 59.4 olurken, olumlu bulanların oranı 26.4. Eylemlerin başlamasına AK Parti'ye karşı olan ulusalcı ve solcu örgütlerin provokasyonunun neden olduğuna inanların oranı yüzde 46.4 iken, buna inanmayanların oranı yüzde 32.5. 

Eylemlerin yayılmasında yabancı istihbarat örgütlerinin ve faiz lobisinin parmağı olduğuna katılanların oranı yüzde 47.4 çıktı. Katılımcıların yüzde 28 ise bu iddialara katılmıyor. Katılımcıların yüzde 30.4'ü eylemlerin demokrasinin daha derinleşmesine yol açtığını söyledi. Yüzde 35.6'lık kesim ise bunun doğru olmadığını belirtti.

'HÜKÜMETİN PERFORMANSI İYİ'


"Genel olarak hükümetin performansını nasıl buluyorsunuz?" sorusuna yüzde 55.7 başarılı, yüzde 37.3 başarısız yanıtı verirken, "bugün milletvekili seçimi olsa kime oy verirsiniz" sorusuna verilen yanıtlar şöyle: AK Parti 51.9; CHP 23.5; MHP 13.6; BDP 7.4; Diğer 3.5.

SOSYAL MEDYADA ŞAŞIRTAN SONUÇLAR

Araştırmada Gezi olaylarında gündemi belirleyen sosyal medya üzerine de sorular soruldu. Buna göre Facebook'un Twitter'dan çok daha fazla kullanıldığı ortaya çıktı. Araştırmaya katılanların yüzde 81.8'i Twitter kullanmıyor. Yüzde 15.7'si kullandığını belirtiyor. Facebook kullandığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 40.5 oldu. Bu arada "Eylemler sırasında sosyal medyada gerçek dışı bilgi paylaşımı ve hakaret çok sık paylaşıldı. Bu da sosyal medyada devlet denetiminin artırılması ve cezai müeyyideler getirilmesi fikrini ortaya çıkardı. Siz bunu nasıl karşılıyorsunuz?" sorusuna "doğru" diyenler yüzde 34.9, "yanlış" diyenler yüzde 39.7 oldu.