TARAF'TAN SEÇİM FANTEZİSİ

CHP ile MHP'nin İttifakı
TBMM’nin tatile girmesinden sonra siyaset kulislerinde önümüzdeki yıl mart ayında yapılacak seçimlerle ilgili farklı söylentiler dolaşmaya başladı. Kulislerde, yerelseçimlerde CHP ve MHP’nin koalisyon yapılacağı konuşuluyor

Bu süreçte son olarak, İstanbul ve İzmir’deCHP, Ankara’da ise MHP adayınındesteklenmesi konusunda iki parti arasında görüş birliğine varıldığı konuşulmaya başlandı. Bu ittifak gerçekleşirse, AK Parti hemİstanbul’u hem de Ankara’yı kaybetmiş olacak. 

Başbakan Erdoğan’ın da, son dönem AK Partitabanına yaptığı, “Türk bayrağı asın” çağrılarının temelinde, CHP ile MHP arasındaki ittifak korkusunun yattığı öne sürüldü.

GERİLİMİ SU YÜZÜNE ÇIKARDI

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Yeni anayasa çalışmalarında üzerinde uzlaşılan 48 maddeyi yasalaştıralım” önerisine karşı “Uzlaşılan maddeler seçimden sonraya bırakılsın” demesine AKP’den gelen sert tepki, iki parti arasındaki çekişmeninsu yüzüne çıkmasına neden oldu

AKP, Bahçeli’nin açıklamalarını yerel seçimlerde CHP ile işbirliğine sıcak baktığı şeklindeyorumladıVe bu nedenle Devlet Bahçeli’ye Anayasa paketini gerekçe göstererek ağır eleştirilerde bulundu.

MHP ANAHTAR PARTİ OLDU

Ankara kulislerinde dolaşan bilgilere göre, AK Parti’nin MHP liderine sert tepki göstermesininperde arkasında yerel seçimlerde MHP ile CHP’nin işbirliği yapmasından duyulan korku yatıyor. 

Hatta, Ankara’da, İstanbul ve İzmir’i CHP’nin, Ankara’yı da MHP’nin alması konusunda iki partininanlaştığı konuşuluyor. 2009 yılında yapılan yerel seçimlerde, İstanbul’da, AK Parti’nin oyu yüzde 44 düzeyine çıkarken, CHP yüzde 37.6, MHP’de yüzde 5 oy aldı. AK Parti’nin oylarındayaşanacak olası bir erime ile birlikte iki partinin İstanbul’da AK Parti’ye geçeceği tahmin ediliyor. 

İzmir de, CHP’nin ezici üstünlüğü bulunuyor. Bu ilde ise, MHP’nin CHP adayını desteklemesi sözkonusu olacak. Ankara da, ise AK Parti’nin yüzde 38’lik, CHP’nin yüzde 31’lik ve MHP’nin deyüzde 26’lık oyu bulunuyor. 

Bu ilde ise, MHP adayının destekleneceği konuşuluyor. Böylece, koalisyon senaryosu tutarsa, AKParti hem İstanbul’u hem de Ankara’yı kaybetmiş olacak.

ADAYLAR HER İKİ SEÇMENE HİTAP EDECEK
CHP ve MHP yönetimininyerel seçimlerde bir koalisyon konusunda görüşme yapmadığı belirtildi. Ancak tabanda birçok il ve ilçede, her iki partinin yöneticilerinin, yerel seçimlerde işbirliğikonusunda görüşmelerde bulunduğu bildirildi. Adayların ise, her iki partinin tabanına hitap edecek en azından, tepki görmeyecek isimlerden oluşacağı da kaydedildi.
Kaynak: Taraf

Hemşirelere Müjde...


Hemşirelere Müjde...Hemşirelere Müjde...

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten hemşirelere müjde var: Hemşire yetersizliği tespit edilen üniversite hastanelerine 2 bin sözleşmeli hemşire pozisyonu verilecek.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, hemşire yetersizliği tespit edilen üniversitehastanelerine 2 bin adet sözleşmeli hemşirepozisyonunun verileceğini açıkladı.

HEMŞİRE İHTİYACI DOĞDU

Maliye Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Şimşek, üniversite hastanelerinin hemşire sayılarının desteklenmesi ve sağlık hizmet sunumunun kalitesinin artırılmasıamacıyla yatak sayısı ve doluluk oranıyoğunbakım üniteleri, ameliyathaneler ve acilservislerin kapasiteleri dikkate alınarak, Sağlık Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı arasında bir çalışma yapıldığını belirtti.

BU YIL TAMAMLANACAK


Şimşek, söz konusu çalışma sonucunda, 2013 yılında hemşire yetersizliği tespit edilenüniversitelere 657 sayılı Kanunun ilgili maddesi uyarınca 2 bin adet sözleşmeli hemşirepozisyonunun verilmesinin uygun bulunduğunu kaydetti.

Altın Fiyatları İçin Kabus Senaryo

Altın Fiyatları İçin Kabus Senaryo

Altın Fiyatları İçin Kabus Senaryo

Altın fiyatlarındaki düşüş ve çıkışlar son bir haftadır ivmesini koruyor. Elinde altını olan ya da altına yatırmak isteyen siz okuyucularımıza hergün altın haberleriyle ilgili güncelbilgileri paylaşıyoruz. Belki altın haberlerini hergün manşetimizde görmekten sıkıldınız... Biz de sıkıldık, ama yapacak bir şey yok... Altın bir durduğu yerde bir daha durmuyor...
DÜŞÜŞ DEVAM EDEBİLİR

Duke Üniversitesi öğretim üyesi Campbell Harvey, yaptığı açıklamada altının ons fiyatının şu andaki 1,294 dolar seviyesinden 500 dolar daha düşüşle, 800 dolar seviyesine gerileyebileceğini söyledi.

Duke Üniversitei Fuqua İşletme Okulu’nda görev yapan Harvey, altının 2 bin 500 yıllık geçmişinde, enflasyona bağlı fiyatının hiç değişmediğini söyledi.

Harvey, “Altının onsu uzun vadede 800 dolara gerileyebilir” dedi.

Öğretim üyesi, “Tarihsel gelişmelere baktığınızda, altın fiyatlarında ortalama bir seviyeye gerileyip sabit kalma eğiliminin olmadığını görülüyor. Altın belirli kritik seviyelerin altına gerileyip tekrar yukarı çıkmıştır” diye devam etti.

DAHA ÖNCE GÖRÜLDÜ
Harvey, altının onsunun 800 dolardan daha da aşağı seviyelere gerileyebileceğini, yakın zamanda ons fiyatının daha düşük seviyelere indiğini belirtti:

“Belki bu hemen yarın olmayacak ama altın fiyatlarındaki değişim döngüsü 10-15 yıl sürüyor. Şimdi de böyle bir döngünün içindeyiz” dedi.

ÇİN ETKİSİ
Uzman altın fiyatlarının taleple de bağlantılı olduğunu, bu konuda Çin’deki gelişmelerin etkili olduğunun altını çizdi ve “Çin’deki ekonomik büyümede yaşanan yavaşlama altına olan talebin azalacağı yönünde bir işaret. Çin en büyük altın alıcılarından biri” diye devam etti.

Bayrak Satıcısı Serbest

Bayrak Satıcısı Serbest
Taksim'deki Gezi Parkı eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan 8 kişi tahliye edildi. Serbest kalanlar arasında bayrak satıcısı da var.

Gezi Parkı eylemleri nedeniyle tutuklanan 8 kişi serbest bırakıldı.

Serbest kalanlar arasında bayrak satıcısı Ali Sarıçiçek'in de bulunduğu öğrenildi.

Yargılanmaları tutuksuz olarak devam edecek sanıklar hakkında adli kontrol kararı verildi.

Zanlıların aileleri ve avukatları, İstanbul Adalet Sarayı önünde dün açıklama yapmıştı.

Bu Haberin Neresi Müjdeli?

Bu Haberin Neresi Müjdeli?

Haber Ajansları ve bazı televizyonlar, Cuma günü bütün camilerde hutbelerde ilan edilen aynı haberi yeni bir habermiş gibi ya da gerçekten müjdeli habermiş gibi dörtgündür verip duruyorlar. O haber bugün bir kez daha Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in ifadeleri ile 'Hacı adaylarına müjde' başlığı altında verildi. Oysa haber binlerce hacı adayını üzmüş, ardından teselli babında bir haber gelmişti.


"7 yıl üst üste Hacca gidemeyenler ile bu yıl haccı iptal olan vatandaşlara Diyanet'tenmüjdeli haber geldi" 

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 7 yılüst üste hacca gidemeyenler ile bu yıl haccı iptal olan vatandaşların, 2014 ve 2015 yıllarından kura çekmeden kutsal topraklara gireceklerini müjdeledi.

Mehmet Görmez, Türkiye Diyanet Vakfı'nın Kocatepe Camii avlusunda düzenlediği '32.Kitap ve Kültür Fuarı' açılışına katıldı.


Görmez burada yaptığı açıklamada, 7 yıl üst üste hacca gidemeyenler ile bu yıl haccı iptal olanvatandaşların, 2014 ve 2015 yıllarında kura çekmeden kutsal topraklara gireceklerini söyledi.

Kabe'nin çevresindeki genişletme çalışmaları nedeniyle Suudi makamların ülkelere uyguladığı yüzde 20 kota kısıtlaması nedeniyle bu yıl Türkiye'den hacca gitmek için kura çeken 14 bin 800kişinin kurası iptal edilecek. 

Azaltılan kontenjanlar da kimlerin haccının iptal edildiği de 24 Temmuz günü saat 11.00'deDiyanet İşleri Başkanlığı'nda çekilecek kura ile belirlenecek."

BU HABERİN NERESİ MÜJDELİ

Bu yıl haccı iptal edilen Hacı adaylarımüjde gibi sunulan bu habere şu ifadelerle tepki gösteriyor:

14 bin 800 kişinin kurasının iptal edilmesi haberinin neresi müjdeli?

14 bin 800 kişi Diyanete güvenmiş, Hacca gitmek için paralarını Diyanetin istediği özel ve devletbankalarına yatırmışlar, yani "faiz lobisi"ne katkıda bulunmuşlar.

Sonra birden Suud makamlarının aklına Kabe inşaatının genişletilmesi gelivermiş,

Oteller kiralanmasınauçakların parasının ödenmesine rağmen, hatta hacı adaylarına menenjit aşısı yaptırmalarına rağmen,

Suudi Arabistan Krallığı Hac Bakanlığı yetkilileri, ülkelere uyguladıkları hac kotasını düşürmüşler. 

Bu yüzden ömründe bir kere Hacca gitmek isteyen vatandaşlarımızdan 14 bin 800 kişi bu seneçekilen kurada adı çıkmasına rağmen, Hacca gidemeyecek. 

Şimdi bu haberin neresi müjdei Allah aşkına? 

Bilen varsa,izah etsin.
KAYNAK:HABER365

Ali Davasında İkinci Tanık: Polisle Beraber Vurdu


Ali Davasında İkinci Tanık: Polisle Beraber VurduAli Davasında İkinci Tanık: Polisle Beraber Vurdu(VİDEO)

Tanık ifadesinde sokaktan, “Vurmayın, öldüm” sesleri geldiğini, fırıncının müdahale etmeden baktığını anlattı. Sonra 4 sivil ve 3 resmi polisi copla, sivil genci meşe odunuyla gördüğünü belirten tanık, şöyle devam etti: 

“Sivil vatandaşın elinde meşe sopası gördüm. Üzerinde dizden aşağısı beyaz şeritli siyah renkli eşofman vardı. Bu sivil vatandaş fırının önünde polislere ‘Siz bize destek olursanız hepsini sinkaf ederiz’ dedi. Polisler ile bu sivil vatandaş oradan gelip geçen vatandaşlara vuruyorlardı. Bu sivil vatandaş yine bağırarak, ‘Bugün 34 kişiyi götürdüm’ diyordu. Yolda gelirken yemin ettim. Yaşım 36, 36 tanesini götüreceğim’ dedi.”

Trabzonspor: 'Artık Şampiyonuz'

Trabzonspor: 'Artık Şampiyonuz'

Trabzonspor: 'Artık Şampiyonuz'

TrabzonsporUEFA Tahkim Kurulu kararları iledeprem oluştu, arkası tsunami artık resmen şampiyonuz.

Sıcağı sıcağına Sabah'a konuşan TrabzonsporBaşkan Yardımcısı Sebahattin Çakıroğlu,Trabzonspor'un 2010-11 sezonundakişampiyonluğunun bu kararla tescil edilmişolduğunu söyledi.

Asıl sürecin bundan sonra başladığını söyleyen Çakıroğlu, "Deprem oldu, şimdi tsunami hissedilmeye başlandı. FutbolFederasyonu artık gereğini yapmalıdır.Fenerbahçe'nin gidebileceği bir makamkalmamıştır, son karar verilmiştirTFF, 'UEFAbizim içişlerimize karışamaz' diyerek olayı kapatamaz. Türk futbolunu karanlığa itemez, iterse de duramaz. Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde oynuyor. Türk takımları Avrupa'ya çıkıyor. Milli Takım'ın maçları var. Bunu kimseengelleyemez" yorumunu yaptı

Aysel Tuğluk Taciz Skandalını Kürdistan'a Bağladı

Aysel Tuğluk Taciz Skandalını Kürdistan'a Bağladı

Aysel Tuğluk Taciz Skandalını Kürdistan'a Bağladı

Siirt Belediye Başkan Yardımcısının tacizine ilişkin açıklamalarda bulunan Aysel Tuğluk, "Esasen, bu durum Kürdistanda ahlaki ve politik toplum inşa etmek için alternatif bir proje ortaya koyan Kürt hareketine karşı, ahlaksızlığı yaygınlaştırıp dejenere ve apolitik bir toplum yaratma hamlesiyle yanıt verilmesi anlamına gelmektedir" diye konuştu.
 Van Bağımsız Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Siirt eski Belediye Başkan Yardımcısı Abdullatif Ç.’nin yaşları 13 ile 17 olan iki kız kardeşe cinsel istismarda bulunduğu olayda polisin tutumuna tepki gösterdi. Tuğluk, "Siirt’te açığa çıkan rezil olayda, tacizci kişinin uzun bir zamandır polis tarafından izlendiği halde, kasıtlı bir biçimde müdahale edilmediği yönündeki iddialar oldukça vahimdir" dedi.

KABUL EDİLEMEZ İĞRENÇ BİR OLAY

Van Bağımsız Milletvekili ve DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Siirt eski Belediye Başkan Yardımcısı Abdullatif Ç.’nin iki kız kardeşe cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanmasının ardından bugün yazılı açıklama yaptı. Tuğluk, Abdullatif Ç.’nin iki kız çocuğuna yaptığı cinsel istismarın asla kabul edilemeyecek iğrenç bir olay olduğunu belirterek, tacizci kişinin olağanüstü toplanan BDP Disiplin Kurulu tarfından partiden ihraç edildiğini söyledi.

POLİS TARAFINDAN İZLENMESİNE RAĞMEN... 


Tuğluk, tacizci kişi her kim olursa olsun kesin ve net bir tutuma sahip olduklarını belirterek, şunları söyledi:

"Siirt’te açığa çıkan rezil olayda, tacizci kişinin uzun bir zamandır polis tarafından izlendiği halde kasıtlı bir biçimde müdahale edilmediği yönündeki iddialar oldukça vahimdir. Bu durum, yıllardan beri süregelen devlet zihniyetinin değişmediğinin göstergesidir. Zaten inkarcı ve imhacı zihniyetin temel hedefi, her zaman kadınlar ve çocuklar olmuştur. Tarihte Kürtlere uygulanan büyük katliam ve soykırımlara, kadınlara ve çocuklara yönelik yaygın taciz ve tecavüzler eşlik etmiştir. Günümüzde de halen bölgede taciz ve tecavüz olaylarının sıklıkla yaşanması, sömürge koşulları ve yıllardır uygulana gelen inkar ve imha temelindeki devlet politikalarıyla birebir ilintilidir."

SAVAŞ KONSEPTİNİN KİRLİ VE ALÇAK UZANTISI

Tuğluk, bölgede bir yandan işsizlik ve yoksulluğun yaygınlaştırıldığını ileri sürerek, şöyle konuştu: 

"Bir yandan da taciz ve tecavüz kültürü yaratılmakta, gençler fuhuş ve uyuşturucu bataklığına çekilmektedir. Devlet görevlileri bölge halkını sömürgeci bir gözle görerek cinsel istismar ve tecavüzü olağan görmekte, sıradanlaştırmak istemektedir. Siirt’te yaşanan olayın daha önceki benzerlerinde karşılaştığımız, işin içinde ordu, emniyet ve devlet bürokrasisinde çalışanların yoğun bir biçimde yer alması durumu, asla rastlantı değildir. Tüm bunlar bütünsel bir politikanın temel parçalarıdır. Bilinçli bir politikanın tezahürleridir. Özel savaş konseptinin kirli ve alçak uzantılarıdır. Esasen, bu durum Kürdistan’da ahlaki ve politik toplum inşa etmek için alternatif bir proje ortaya koyan Kürt hareketine karşı, ahlaksızlığı yaygınlaştırıp dejenere ve apolitik bir toplum yaratma hamlesiyle yanıt verilmesi anlamına gelmektedir. Bizler bu politikaların farkındayız. Bölgede yaygınlaştırılmak istenen taciz, tecavüz, fuhuş ve uyuşturucunun belli bir siyasi proje dahilinde toplumsal yaşamı zehirleme ve çürütme amacıyla yürürlükte olduğu ortadadır. Bu konsept, toplumsal yaşamın tümüne yaygınlaştırılmak istenmekte Kürt toplumunun tüm kurum ve hücrelerine sızdırılmak istenmektedir."

Sarısülük İddianamesi Hazırlandı: Ölüm Nedeni; Dönme Hareketi

Sarısülük İddianamesi Hazırlandı: Ölüm Nedeni; Dönme Hareketi
Ankara'daki Gezi Parkı eylemleri sırasında Ethem Sarısülük'ün polis memuru A.Ş'nin silahından çıkan kurşunlarla hayatını kaybetmesi hakkında iddianame hazırlandı.
Ankara'daki Gezi Parkı eylemleri sırasında Ethem Sarısülük’ün, polis memuru A.Ş’nin silahından çıkan kurşunlarla hayatını kaybetmesi hakkında hazırlanan 15 sayfalık iddianamede Savcı Veli Dalgalı, havaya uyarı atışı sırasındaki “tabancasının dönme hareketinin etkisiyle ve yere paralel hale gelmesi konumunda iken atış yapması” nedeniyle Ethem’in yaralandığını ve olayda kasıt olmadığını savundu. Dalgalı, “meşru savunma sınırının kasıt olmadan aşılması” suçundan 1 yıl 4 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

İŞTE İDDİANAMENİN AYRINTILARI

Gezi Parkı odaklı olaylar kapsamında Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin polis memuru A.Ş. hakkında hazırlanan iddianame Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 81. ve 27/1. maddeleri uyarınca "meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle öldürmek" suçundan hazırlanan iddianamede, sanık polisin Gezi Parkı eylemlerine destek için 1 Haziran 2013'te Ankara'da gerçekleştirilen gösterilere ilişkin tedbirler kapsamında görevlendirildiği belirtildi.

Çevik Kuvvet'in, Güvenpark'ta düzen almasından sonra bölgedeki göstericilerin taş, demir bilye, sert cisimler ve maytap atarak polise saldırdığı belirtilen iddianamede, "göstericilerin saldırılarının yoğunlaşması ve Kumrular Caddesi'nden yaklaşık dört bin kişilik gösterici grubunun yaklaşması üzerine Güvenpark içerisinde ve YKM Alışveriş Merkezi önünde bekleyen Çevik Kuvvet birliklerinin Milli Müdafaa Caddesi ile Kumrular Caddesi'nin kesişme hattının yukarısına çekilme emri aldığı" bildirildi.

Sanığın da arasında yer aldığı Çevik Kuvvet birliğinin, arkalarındaki beton banklar, ağaçlar ve telefon kulübelerinin yanı sıra göstericilerin saldırıları sebebiyle hızlı ve düzenli çekilemediği, bazı polislerin telefon kulübelerinin üzerinden atladığı anlatılan iddianamede, sanık polisin de arasında bulunduğu bir grubun parktan en son çekildiği aktarıldı.

Çekilen gruba, göstericilerin yakın mesafeden taş ve sopayla saldırdığı, saldırılar nedeniyle beton bankların arasına düşen polisler olduğu, bazı polislerin ise kalkanlarını düşürdüğü belirtilen iddianamede, Güvenpark'tan çıkan A.Ş'nin Milli Müdafaa Caddesi ile Güvenpark arasındaki kaldırıma geldiğinde üzerine gelen bir göstericiyi uzaklaştırdığı ve yere düşen göstericiye doğru ilerleyip tekmeyle vurduğu belirtildi.

"POLİS TAŞLANINCA TABANCANIN MEKANİZMASINI ÇEKTİ"

Bu sırada metro çıkışı önündeki yaklaşık 40 kişilik grubunun A.Ş'nin üzerine gelerek taş atmaya başladığı bildirilen iddianamede, göstericiye tekme vurmadan önce tabancasını çeken sanık polisin taşlanınca tabancanın mekanizmasını çektiği, bu sırada namluyu yere doğru tuttuğu kaydedildi. A.Ş'nin, tabancasını omuz hizasından yukarıda tutarak havaya iki kez ateş ettiği, bu sırada geriye ve yana doğru çekildiği anlatılan iddianamede, sanığın arkasını göstericilere dönüp gitmek istediği sırada tabancayı tuttuğu elinin ve tabancanın bir an yere paralel hale geldiği, bu konumdayken tabancasını üçüncü kez ateşlediği bildirildi.

Bu sırada Ethem Sarısülük'ün elindeki taşı A.Ş'ye attıktan sonra uzaklaşmak için sola döndüğü ve tabancadan çıkan merminin sağ kulak hizasından Sarısülük'ün başına isabet ettiği kaydedilen iddianamede, A.Ş'ye, eylemcilere yaklaşmasından silahını üçüncü kez ateşlemesine kadar geçen sürede göstericilerce ondan fazla taş atıldığına işaret edildi.

İddianamede, "ateş edildiği esnada Sarısülük tarafından, ateş edilmeden 1/3 saniye önce, ateş edilmeden 1/2 saniye önce, ateş edildiği esnada ve üçüncü ateş esnasında atılan taşların, A.Ş'nin vücudunun muhtelif yerlerine isabet ettiği" aktarıldı.

"KAÇMAK İÇİN NAMLUYA MERMİ SÜRDÜM"

İddianamede, olay günü sanık polisin 112 Acil Servis ile hastaneye götürüldüğü, vücudunun bazı yerlerinde abrazyon olduğu, 3 defada toplam 16 günlük istirahat raporu düzenlendiği bildirildi.

İddianamede, A.Ş'nin soruşturma aşamasında verdiği ifade de aktarıldı. Buna göre sanık polis, "gösterici grubun kendisine taşlarla saldırdığını görünce linç edileceğini düşündüğünü, kaçmak istediğini, kaçmak için fırsat yaratmak amacıyla namluya mermi sürdüğünü" anlattı.

Bunu yaparken tabancanın namlusunu yere tuttuğunu, daha sonra namluyu omuz hizası üzerine kaldırarak, havaya ateş etmeye başladığını ifade eden A.Ş, "bir taraftan uyarı amacıyla havaya ateş ederken, bir taraftan da kendini kurtarmak için geriye doğru adım atıp, gösterici gruptan uzaklaşmaya çalıştığını" söyledi. A.Ş, ateş ettiği sırada birinin yaralandığını fark etmediğini bildirirken, "kimseyi hedef alarak ateş etmediğini, tek gayesinin linç edilip öldürülmekten kurtulmak olduğunu" söyledi. A.Ş, "Ethem Sarısülük hayatını kaybettiği için üzgün olduğunu" da dile getirdi.

"MEŞRU SAVUNMADA YASAL SINIR KASIT OLMAKSIZIN AŞILDI"

Bazı polisler ve müşteki avukatlarının hazır ettiği bazı kişilerin tanık sıfatıyla alınan beyanlarına da yer verilen iddianamede, Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun 16. maddesinde polise silah kullanma yetkisi tanındığı ancak bunun öldürme yetkisi anlamına gelmediği belirtildi.

İddianamede, "Ethem Sarısülük'ün de arasında bulunduğu gösterici grubun A.Ş'ye taşlı saldırısıyla sanığın silahlı savunması arasında bir orantı olmadığı, meşru savunmada yasal sınırın aşıldığı" belirtilerek, "sınırın kasten aşılması halinde ceza sorumluluğunun kalkmayacağı" ifade edildi.

Bununla birlikte A.Ş'nin kendisine saldırıda bulunanlara karşı tabancasıyla havaya uyarı atışı yapması, üçüncü atışı yapıp kaçmaya çalıştığında, omuz hizasından yukarıda tuttuğu tabancasının dönme hareketinin etkisiyle yere paralel hale gelmesi, o konumdaki atış sonucu Sarısülük'ün yaralanması, atış öncesi ve esnasında vücudunun muhtelif yerlerine isabet eden taşlar dikkate alındığında, "meşru savunma sınırını kasten aştığının söylenemeyeceği, sınırın kasıt olmaksızın aşıldığı" kaydedildi.

İddianamede, A.Ş'nin eyleminin meşru savunma olup olmadığı, meşru savunma ise yasal sınırın aşılıp aşılmadığı, sınır aşılmışsa bunun kasten mi yoksa kasıt olmadan mı aşıldığının takdir ve değerlendirmesinin ağır ceza mahkemesinin görevine girdiği de belirtildi.

LİSELİ ÖCALAN

Öcalan'ın 45 Yıl Önceki FotoğrafıPKK lideri Abdullah Öcalan'ın henüz 18 yaşındayken lise yıllarından kalma fotoğrafı 45 yıl sonra ortaya çıktı.
Öcalan, 1966'da Ankara Demirtepe'de bulunan Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi'ne başladı.Lisede sınıf arkadaşlarıyla birlikte haftada bir toplu olarak yatılı kaldığı yurttan Tandoğan'daki Astsubay Orduevi'ne giderek film izliyorlardı.

Tahran'dan Türkiye İçin Felaket Senaryosu

Tahran'dan Türkiye İçin Felaket Senaryosu
Tahran Gazetesi, "Mursi geri gelmezse Türkiye politik bir felakete sürüklenecek"yorumuna yer verdi.
Tahran Times Gazetesi, Mısır olaylarını veBaşbakan Tayip Erdoğan'ın sürece bakış şeklini değerlendirmek amacıyla BirGün Gazetesi yazarı Nuray Mert ile röportaj yaptı. Gazete, Kıdemli Türkiye politika analistlerinin Erdoğan'ın, Mursi'nin askerler tarafından Cumhurbaşkanlığı koltuğundan indirilmesinetamamen karşı çıkmasının Türkiye için çok ağır politik sonuçlar doğurabileceğini söylediğini yazdı.

Nuray Mert, Mısır'da yaşananların demokrasiyeaykırı olduğunu ve Türkiye'de bunun darbe olarak adlandırıldığını dile getirdi. Bunundemokrasi anlayışına ters düştüğünü söyleyen Mert, AKP'nin Mursi'nin tekrar başa gelmesini istemesinin nedenini ise şu sözlerle açıkladı.

''Başbakan Tayip Erdoğan darbeye karşı olduğunu ve Mursi'nin tekrar başa geleceğine inandığını ifade etti. Bunun arkasında ülke içi ve uluslararası politikalarda benzerlik göstermeleri gerçeği yatıyor. Suriye politikasında olduğu gibi bir çok uluslararası konuda uyumlu bir görünümçizen Mısır ve Türkiye'nin Müslüman iki ülke oluşu  dinamikleri da benzerlik gösteriyor.'' 

Röpörtajda Mısır'daki süreci darbe olarak nitelendirmeyen Batı ülkelerini ikiyüzlülükle suçlayan Başbakan Erdoğan'ın politik tutumunun diplomatik ilişkileri zadeleyebileceğini belirten Mert, ''eğer Mursi tekrar başa geçmezse Türkiye'nin ne yapacağını merak ediyorum, politik anlamdatamamen yalnız kalacak. Mısrla ilişkilerini bitirmiş olacak. Bu da ülke için kötü sonuçlardoğuracak'' şeklinde konuştu.

Tahran Gazetesi röportajı ''Türk Analistler: Eğer Mursi geri gelmezse Türkiye politik bir felakete sürüklenecek'' başlığıyla verdi.