Oslo'dan Beter Bir Skandal

Oslo'dan Beter Bir Skandal

Basına yansıyan İmralı tutanakları, Ankara'da deprem etkisi yarattı.
AK Partili Mehmet Metiner, “Oslo’daki gibi süreci sabote etmeye yönelik bir sızdırma. Eğer zabıtlardaki Öcalan’a ait ifadeler doğru ise Oslo’dan daha beter bir skandalla karşı karşıya kalacağımız kanaatindeyim” tepkisini gösterdi. BDP’den “Biz sızdırmadık, hükümet sorumluları açığa çıkarmalı” açıklaması gelirken muhalefet ise Ak Parti’yi PKK’nın önünde diz çökmekle suçladı. Siyasilerin tepkileri şöyle:

SPEKÜLASYONLA GERİ ADIM ATMAYIZ 
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik: “Bu ifadelerin çoğu aktaranların spekülasyonudur ama şunun da bilinmesi gerekir, devletin niteliği, milletin vasfı üzerine pazarlık yürütülüyor değildir. Muhalefet partilerinin de bu süreçte sorumluluğu büyüktür. Haberlerde verilen ‘tutanaklardaki’ bazı ifadeler doğru olsa bile devlet tarafından geçerli olduğu söylenemez. Bir muhalefet partisi liderinin bu sanki resmi belgeymiş gibi açıklama yapması da spekülasyona spekülasyonla karşılık vermekten başka anlam ifade etmez. Türkiye’deki silahlı unsurların yurt dışına çıkarılması için yürütülen süreç, hassasiyetle yürütülmektedir. Herkes şunu bilsin bu tip spekülasyonlarla hükümetimiz herhangi bir geri adım atmaz. Bugün de görüldüğü gibi bu kararlılığa karşı halkın büyük bir desteği var.”

TEHDİT VE ŞANTAJ İFADELERİ VAR
AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner: İkinci bir Oslo skandalıdır bu. Oslo’daki gibi süreci sabote etmeye yönelik sızdırma sözkonusu. Eğer zabıtlardaki Öcalan’a ait ifadeler doğru ise Oslo’dan daha beter bir skandalla karşı karşıya kalacağımız kanaatindeyim. Çünkü Öcalan’ın söyledikleri yenilir yutulur şeyler değil. Narsist bir kişilik. Yol haritasına uygun hareket edilmezse yeni bir halk savaşının başlayacağını söylüyor, bir tür tehdit ve şantaj ifadeleri var. Çözüm sürecini ihanet olarak değerlendiren, CHP ve MHP bilumum Ergenekoncu çevrelerin değirmenine su taşımaktan farksız bir şey bu. 

ÖCALAN DIŞARIDAKİLERDEN MAKUL
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu: Öcalan çok sorumlu davranıyor. İleri boyutta makul şeyleri söylemeye ne BDP ne PKK yetkili değil. Ancak Öcalan örgüt ya da o kitle adına o ileri şeyleri söyleyebilir. Makul çözümleri kabul edebilir. Özerklikten vazgeçme, üniter yapı içinde çözüm, yeni anayasa içinde bir uzlaşma, bunları ancak Öcalan yapabilir. O kadar ileri şeyler söylüyor ki, bunun ötesi örgüt üzerindeki inisiyatifini kaybettirir. İşbirlikçilikle, hainlikle suçlanabilir, ötesi budur. PKK savaşma, BDP muhalefetle yetkilendirilmiştir, çözüm, makul öneriler için yetkilendirilmemişlerdir. Bunu ancak Öcalan söyler ve söylüyor, onun için dışarıdakilerden daha makul. Ne devletin ne PKK’nın çözümden başka şansı var. Alternatif ne, bölünme mi, iç savaş mı?

BU İTTİFAKA GEÇİT VERMEYECEĞİZ
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce: AKP- PKK, Tayyip Öcalan, Abdullah Erdoğan anayasası yapmak istiyorlar. Türk vatandaşlığı ve Türk milleti kavramını anayasadan çıkarmak istiyorlar. Demokratikleşme olarak görüyorsanız, onların talepleri de bunlar. İkincisi, eğitim dilinin değiştirilmesini istiyorlar, bunda anlaşmışlar. Üç, yerelleşiyoruz, yerel yönetimlere yetki veriyoruz diye federasyona olanak tanımak istiyorlar. Dördüncü talepleri başkanlık sistemi altında bir diktatörlük kurmak istiyorlar. Taleplerimizi reddettiler ama AKP, PKK talepleri bu 4 maddeden oluşuyor. CHP olarak AKP-PKK anayasasını yaptırmayacağız. Tayyip Öcalan, Abdullah Erdoğan ittifakına geçit vermeyeceğiz.

BAŞBAKAN GELECEĞİ PKK’YA BAĞLAMIŞ
MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan: İktidar, İmralı canisi ile ülke geleceğini yönlendirme amacıyla çözüm süreci adı altında ortak proje başlattı. AKP, PKK’nın önünde diz çökmüş vaziyettedir. AKP, Türk milletini yok farz etme telaşına düşmüştür. TSK, PKK’nın muadili gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. AKP, PKK ve Öcalan’a ne söz vermiştir? Gönderdiği devlet memurlarıyla ne konuşuluyor? Başbakan geleceğini PKK’ya bağlamış durumda. 

ÖCALAN, AKP’NİN EŞBAŞKANI OLMUŞ
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: İmralı anayasa yapma irademizi kendinde bulma cüretini göstermiştir, mimarı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Daha ne tutanaklar, ıslak imzalılar var Barzani ve KCK’nın kuruluşu ile ilgili. Atatürk’ün kurduğu devlet, Öcalan’la yeni bir cumhuriyet kurma iddiasına kadar gitmiştir. Bu açıklamaları doğrudan Başbakan verdirmiştir. AKP’nin Öcalan ile rejim değişikliği müzakereleri yaptığını görüyoruz. ‘AKP’yi çıkaran güç biziz’ diyor. Kim kimle iş tutuyor? Demek ki paslaşıyorlar. Erdoğan Başkanlık müzakerelerini de Öcalan’la yapıyor. İmralı, AKP’nin eşbaşkanı sıfatına kadar yükselmiştir. 

TUTANAĞI BİZ SIZDIRMADIK
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken: Bu tutanaklar bizim tarafımızdan verilmiş değil. Zaten hükümet tarafından sürekli kendine yakın medyaya sızdırılan bilgilerle bu iş götürülüyor. Tutanaklar hükümet tarafından mı verildi, başka bir yerden mi sızdırıldı, bunu açığa çıkarmak da hükümetin görevi. Süreç akamete uğramamalı. Biz son derece hassas bir süreç yürütüyoruz. Bu kadar hassas davranan bir partinin tutanakları basına vermesi söz konusu olamaz. Hükümet sorumluları açığa çıkarmalı.

BEDELİ AK PARTİ ÖDER
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, çözüm sürecine ilişkin, “Netice alınmadığında arzu edilmedik sonuçlar çıktığında bedeli ödeyecek kim? Bahçeli değil. Bedeli ödeyecek kim? Kılıçdaroğlu değil. Bedeli ödeyecek AK Parti. Biz bu kadar açık söylüyoruz” dedi. CNN Türk televizyonunda yayınlanan “Ankara Günlüğü” programına katılan Bozdağ şunları söyledi: “Terör bitsin demek, kan dursun demek, analar ağlamasın demek, gözyaşı dinsin demek ne zamandan beri ihanet oluyor. Bugün terör meselesini bitirme noktasında hükümet bir adım atmak istiyor, birtakım çalışmalar yapılıyor. Bu iş biterse herkes kazanır.”

Hiç yorum yok: